Bugün (19 Eylül) Brüksel’de arabasız gün. Bir ay önce yayınlanan bir yazımda da bahsettiğim ve bizde de yapılmasını önerdiğim gibi Belçika yetkilileri başkentlerinde her yıl bir gün boyunca araba ve motosiklet kullanılmamasına karar verdiler. Bunun amacı hem halkı bisiklet gibi ulaşım araçlarına ve toplu taşımacılığa yönlendirmek, hem de bir gün boyunca hava kirliliğini önlemek suretiyle şehrin ‘nefes almasını’ sağlamak.
Bu arada, gözümüz aydın! Ülkemizde de trafikle ilgili girişimler var. Bundan böyle trafikte kimsenin burnu bile kanamayacak hatta şikayet dahi söz konusu olmayacak. Trafik eğitim parkı adeta can simidi gibi imdada yetişti. Yetkililer herhalde trafik sorununa son noktayı koymak için bu yerin işletmesini Trafik Kazalarını Önleme Derneği’ne vermeyi düşünmüşler. Bu parkı yapanlardan da, yaptıranlardan da, ön ayak olanlardan da Allah razı olsun. Tabii işletecek olanlardan da.
Eeee söz konusu derneği yetkilerle donatırlar artık. Herkes müsterih olsun, artık kaza maza yok. Neydi o haller, yok evlere girildi, yok bankaya girdi, yok tarlaya uçtu, yok şehir içinde takla attı, yok refüjden zıplayıp karşı şeride geçti, yok kaldırımdakileri çiğnedi – yağma yok artık. İnsanlar buraya akın edip trafik konusunda gerekli bilgileri alacaklar. Örneğin alkollü veya süratli araç kullanmanın veya kırmızı ışıkta geçmenin tehlikeli suçlar olduğu öğretilecek. Kimbilir belki de şoför okullarına bile gerek kalmayacak. Bu kazaları madem ki devlet önleyemedi, Trafik Kazalarını Önleme Derneği önleyecek, adı üstünde zaten. Hade hayırlısı diyelim.
Bu parkın girişine de yüksekce bir kaide üzerine hurda bir araba kondu mu bu iş tamam. Hele küçük öğrencilere de şimdiden, beş altı yıl önce bir ilkokulun avlusunda yapıldığı gibi sürücü dersleri de verilirse mesele kalmaz. Belki de burası her gün dolup taşacaktır, kimbilir randevuya veya vardiyaya bile gereksinim duyulacaktır. Bu park bir an önce faaliyete geçsin, bari Lefkoşa olsun bu dertten kurtulsun. Öteki bölgelere Allah kerim.
Vatandaş, özellikle trafikte sorumlu olarak karşısında devletin resmi organlarını ve icabında hesap sorabileceği resmi bir makamı görmek ister. Ama madem ki yetkililer böyle karar verdi öyle olsun. Trafik konusu, felsefe, mantık veya coğrafya dersine benzemez, bunlar insan yaşamında tam olarak bilinmese de olur, ama trafikte böyle bir olasılığa asla yer yoktur. En ufak bir eksiklik veya hata insan hayatına mal olabilir. Ben halen trafiğe olan duyarsızlığın ve sorumsuzluğun, aynı zamanda trafik konusundaki ciddiyetsizliğin devam ettiğini, bunun yanı sıra insan hayatına gereken önemin verilmediğini düşünüyorum. Bu parkın devlet tarafından işletilmesinin ve ihtiyaca göre ilgili sivil toplum örgütlerinden de destek alınmasının daha etkili, daha faydalı ve daha doğru olduğunu düşünüyorum.
Trafiğin her saniyesinde insan hayatı söz konusudur. Trafik büyük sorumluluk ve ciddiyet ister. Bu konuda polisin de görüşleri var mı yok mu bilmiyorum ama herhalde bu aralar onların işi başlarından aşkın, dava açmakla meşguller.
Trafik kazaları artık son bulacağına ve trafik emin ellerde olacağına göre, sanırım bundan sonra trafik konusunda daha fazla yazmaya gerek yok – her şey yoluna gireceğine göre! Sayın Ali Baturay, koca Nasrettin Hoca göle mayayı tutturamadı, bu sefer belki de bizimkiler tutturur veya sıfır kriminal olay açıklaması gibi bu sefer de sıfır trafik kazası açıklaması gelebilir mi acaba, ne dersiniz?
Merak ettiğim bir husus vardır. Bu trafik eğitim parkının işletilmesi, söz konusu derneğe neye dayanarak veriliyor? Bir derneğin trafikte yetkisi ve yasalar önünde sorumluluğu ne olabilir ki? Yok trafik sıradan basit bir konu gibi görülüyorsa o başka mesele.
Bugüne kadar trafiğin emin ellerde olmadığı ortada. Bundan sonra nasıl olacağını hep birlikte göreceğiz.
Fikret ŞANAL.
Brüksel.
19.09.2010
Sunday, September 19, 2010
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment